Öykümüz

ptitle-particle1
ptitle-particle2
ptitle-particle3
ptitle-particle4

Ben Sibel Aldıkaçtı Özalp.

Notre-Dame de Sion ve sonrası Londra’da Harrow College’de İş İdaresi okudum. Uzun yıllar kurumsal şirketlerde çalıştım. Son on yılım Koç Grubunda geçti. 2006 yılında Arçelik’ten IK Yöneticisi olarak emekli oldum. Sonradan da IK konusunda Hewitt Consultancy’de danışman olarak proje bazında çalışarak iş hayatıma daha düşük bir tempoda devam ettim.

Dilek ile yollarımız 2009 yılında kesişti… O dönem Dilek’in sorunlarla uğraştığı, benim ise uzun yıllar hastalıklarla boğuştuğum döneme denk gelir. Bunun bir tesadüf olmadığını bugün artık çok iyi biliyorum. O günler yeni tanışmış olduğum Gülgün Hanım ofise bana bio-enerji vermek için gelmişti. İlginçtir ki benim için bir ilk olan bu deneyimi yaşadığım gün, Dilek de ofisimize gelmişti.

Seans sonrasında Gülgün’den Dilek’e de bir seans uygulamasını istedim. O anda oluşan bir istekti bu.  Dilek de son derece olumlu karşıladı, hiç sorgulamadan kabul etti. Bana sanki enerji konularına pek de yabancı değilmiş gibi gelmişti, dün gibi hatırlıyorum…

Birlikte seansa girip  çıkmaları beş dakikadan fazla sürmedi. Şaşkın bakışlarla yanıma geldiler..Gülgün şöyle dedi: ‘bu kız dağları taşları yerinden oynatır’. Ne demek istediğini o gün hemen anlamamıştım, çünkü; henüz evrende olan her şeyin, düşüncelerimiz, bedenimiz, organlarımız, üstünde oturduğumuz sandalye, toprak, ağaçlar  vs. aslında titreşimden oluştuğunun bilincinde değildim. Aynı gün, henüz şaşkınlığımı üstümden atmamıştım ki, Dilek bana müthiş bir hediye verdi. Yıllardır kumlu ve bulanık gördüğüm her şeyi, her yeri çok şükür o günden beri çok net görmekteyim. Oysa ki doktorların bana söylediği “böyle yaşamaya alışmalısın, yapacak bir şey yok” idi. Dilek’in sayesinde diyeceğim ama, Dilek bana hep şunu der: “Sen hazırdın, o kadar hazırdın ki… Ben sadece bir aracıyım, yeter ki isteyin.”

Asıl önemli olan hazır olmak, istemekmiş, kabul etmekmiş, kucaklamakmış… Bunları hep duydum fakat uzun bir zaman sonra hayatın ve yaşamın düşündüğümden ne kadar da farklı olduğunu anlamaya başladım..Meğer ne düşünürsek onu yaşıyormuşuz. Evrenin işleyişi mükemmelmiş… Tabi bu kadar düz mantık değil. Aslında işleyiş son derece basit evet ama; biz insanlar bu olağanüstü basitliği ve huzuru nasıl bozduğumuzu, sadece kendimizin değil ebeveynlerimizin de taşıdıkları olumsuzlukları tekrar tekrar nasıl yaşadığımızı sonradan öğrendim. Şanssızız deriz, hep benim başıma gelir deriz; oysa ki bilinçaltımıza attığımız birikimlerimizin oluşturduğu önyargılar, blokajlarmış bizi o yola sokan…

O gündür bugündür Dilek ve ben hiç ayrılmadık .

Özetle Dilek ne yapıyor dersek; bilinçaltımızdaki blokajları çözmemize yardımcı oluyor… Blokajlar çözüldükçe, engeller kalktıkça, hayat bambaşka olmaya başlıyor. Tabii ki yine söylüyorum, kabul edersek, yürekten istersek, istemeyi bilirsek.

Bugüne kadar kendisiyle kişisel gelişim çalışmalarına katılmış danışanların bir çoğu zaman zaman yaşadıklarına inanmakta zorlanıyor. Kimi sağlık, kimi ilişki, kimi bolluk bereket ya da neşe boyutunda, herkese Dilek’in seansları bir şekilde olumlu geri dönüşler yaşatmakta.

Bu dönemde çok keyifli ve heyecan verici başka bir gerçeği öğrendim: Dilek’in enerji okuma yeteneği aslında hepimizde var olan bir özellikmiş; ancak insanlar bunun farkında değil, söylenince de akılları almıyor, bunu kabul etmiyorlar, tıpkı benim bir zamanlar düşündüğüm gibi… Aslında insanlar başkalarının koyduğu kurallara uyarak, kendilerini aile ve toplum içinde sevdirmeye çalışarak mutlu olmaya çalışıyorlar. Kendilerini yaşayamıyorlar; dolayısıyla kendilerini olduğu gibi kabul edemiyorlar. Her şeyi altüst edip karmakarışık bir düzen içinde hayat ne kadar zor diyerek debelenip duruyorlar. Bunlar Dilek’ten öğrendiklerimin sadece birkaçı. Birlikte aldığımız yaşam yolunda yaşadıklarımı paylaşmam çok uzun sürer. Sürekli keşfetmeye, öğrenmeye devam ediyorum.

Bu arada Dilek de boş durmayıp, kendini sürekli geliştirmeyi ihmal etmedi. Yaşam Koçluğu sertifikasını aldı. Diğer yandan, Aile Diziminde dünyaca ünlü Svagito’dan eğitim aldı, ve altı yıldır ara vermeden Aile Dizimleri açmaya devam etmekte. Enerji boyutunda birlikte çalıştığı tüm uzmanlar “Dilek zaten hazır, ona verebilecek bir şey yok aslında” deyip durdular. Ama her bir eğitimden bir şeyler alabildiğine inandığından bir yandan danışanlarıyla çalışmaya, diğer yandan da kendini geliştirmeye devam etti.

Bir dokunuşla başlayan serüvenimiz işte bizi bugüne getirdi…

O kadar çok sayıda danışanı Dilek’in, deneyimlerini, bilgilerini, çalışmalarını, sadece bireysel seanslar değil; farklı aktivitelerle de paylaşmasını söylemeye başladı ki. Dilek de bir gün bana “biz birlikte bir merkez kursak; dileyen herkese, evrenin yaradılışındaki mutlak sadeliği görmelerine ve denge ve dinginlikle uyum içinde yaşamalarına vesile olsak. Hayatı daha fazla huzur, ve daha fazla neşeyle nasıl yaşayabilirler, bu konuda evrenin temel kurallarını paylaşsak. Kişisel seanslarda sadece danışanlarımın özel sorunlarına değinecek kadar vaktimiz olabiliyor; oysa ki evrenin işleyişine büyük pencereden bakarak neleri neden farklı yaşayıp nelere sebep oluyoruz, nerden niçin geldik nereye nasıl gidiyoruz, neden hep benzer olumsuzlukları yaşayıp dururuz, gibi genelde herkesin yaşadığı ancak cevaplamakta zorlandığı konulara toplu olarak değinsek. Bir sürü insan sorunlarını sadece bu eğitimlere katılarak bile çözebilir; herkes kendinden kendi yaşamından bir parça bulabilir. Gel birlikte bir eğitim oluşturalım, seminerler yapalım, ayrıca merkezimizde farklı farklı birbirini destekleyen blokaj çözücü bedensel, ruhsal ve zihinsel rahatlama aktivitelerini katarak bu işe gönül vermiş dostlarla samimi ve doğal bir ortamda keyifle çalışalım. Ben bütün bunları tek başına yapamam; senin kurumsal dünyadaki yöneticilik deneyimlerin, ekip kurma ve büyütme becerilerinle çalışmalarım bir araya gelince, çok daha fazla kişiye ulaşabiliriz, çok daha fazla kişiye aynı anda dokunabiliriz; doğrudan ya da dolaylı, benimle birlikte böyle bir işe soyunmaya ne dersin?” dedi.

Şaşırdım kaldım…
Fazla düşünmeden evet dedim, kalbim de evet demişti..

Uzun soluklu bir çalışma dönemi sonrası, tam günlük “5A Ben Var’ım” Temel Eğitim Seminerini birlikte oluşturduk. Dilek konuştu, Sibel kaleme aldı, derledi toparladı, tekrar tekrar sordu. Dilek de yılmadan cevapladı, örneklerle, uygulamalı aktivitelerle süsledi seminerimizi. Anlaşılmasını herkesin kendini bulmasını sağlayacak yöntemler geliştirerek çok keyifli bir çalışma yaptık.

İlgi duyan herkesle paylaşma düşüncesi; çalışmalarımıza katılan dostlarımız ve eğitmenlerin katkılarıyla sürekli büyümek, hep daha fazla kişiye ulaşma düşüncesi bize çok heyecan veriyor.

Sibel Aldıkaçtı Özalp

Ağacım’daki tüm çalışmalar fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüğümüzü destekler, bu sayede daha mutlu, daha huzurlu bir yaşamı amaçlarız.

Whatsapp danışma hattı