Yaşamın bana öğrettiklerini kabul ettim. Artık kolaylıkları yaşamaya niyet ettim.
Ne çok şeye direnç gösteriyoruz.
Hatta bize iyi geleceğini bilsek bile. Yaparsak iyi olacak biliyoruz, ama yapmıyoruz.
Bu durum size yabancı mı?
Kim bilir kaç kez yaşamışızdır.
Kilo vermek, spora başlamak, sigarayı bırakmak… alıştığımız davranış modelini değiştirmek her zaman zor gelir. Hem de nasıl…. Kolumuz kanadımız kalkmaz. Üşeniriz. Kafamızda büyür de büyür; taa ki bizim için kaçınılmaz olana kadar.
O an artık olmazsa olmaz, çok gerekli olduğundan harekete geçeriz. Geçeriz de, bu da çok kısa süreli olur çoğu zaman;
ve eski tas eski hamam..
kilo almaya devam, sigaraya devam, spora veda..
Neden peki? Bunu kendimize neden yaparız ki?
Eski alışkanlıklarımız, eski davranış modellerimiz adeta doğal refleks olmuştur bizim için. Konfor alanımız içindedir hepsi. Bu alandan çıkmak, davranış modelimizi değiştirmek, o çok sevdiğimiz alışkanlıklarımızı bırakmak demek oluyor. Sigarayı bırakmak, makarnadan vazgeçmek, uyku yerine koşmak, nasıl olacak?
Yakın bir dosttan ayrılmak gibi bir şey bu…Çok çaba, çok emek, çok irade ister konfor alanımızdan dışarı çıkmak.
Bazen de alışkanlık olarak sürekli yaptığımız, ancak artık yapmak istemediklerimiz vardır. İstemediğini yapmak zorunda kalmak.….üff
Bu daha da zor bana göre.
“Katlanmak zorundayım”, “mecburum yapmaya” dedirten durumlardan.
Ve biz yapmaya devam ettikçe, onlarla yaşamak bize her geçen gün daha ağır gelir.
Artık çok da beraber olmayı istemediğin sevgilinden yalnız kalmamak için ayrılmaman gibi…
…”ne yapayım, böylesi daha kolay” deyip devamm.
İşini sevmesen bile yeni iş aramaman..
Bunlar hep senin seçimin…yaşamı zorlaştıran sensin..
Zihnimiz güvenli alandan çıkmamak için öyle güzel bahaneler üretir ki, biz de onlara öyle bir inanırız ki….
sonunda da inandığımızı yaşarız. Mutsuz, keyifsiz…
Bu işin içinden nasıl çıkılır ki?
Aslında aynı akıllı telefonlar gibiyiz. Güncellemeler olmayınca kullanım zorluğu yaşıyoruz.
Gelişmeye izin vermek ile başlayabiliriz.
Öğrenmiş olduğumuz yaşam becerilerimizi sürekli güncelleyelim. Kendimizi geliştirelim. Hayatımız kolaylaşacaktır.
Oysa, biz gelişmeyi seçmiyoruz..yeniye direnç gösteriyoruz.
Çünkü bizler alışkanlıklarımızla yaşamayı öğrendik. Yenilik geldiğinde de işte yine zorluk….belirsizliklerle dolu da ondan.
Yeni olan belirsizdir…Bilmiyoruzdur, tanımıyoruzdur. Bu yüzden de onları yaşamımıza katmak bize zorluk veriyordur. Ne de olsa onları anlamak, öğrenmek için çalışmak gerek…kolay mı sanki? Bu da bize zorluk olarak geri dönüş yapıyordur.
Kendimize inanmaya başladığımızda yaşam bizi bize götürür.
O zaman geçmiş korkuları, gelecek kaygıları gibi bahanemiz kalmaz,
KABUL gelir. Korksak bile yapacak cesareti buluruz.
Farkındalık başlar.
Belirsizlikleri belirleyebilmek, yani karar vermek, net olmak yetkimizi kullanırız.
Ve dee işte AN bizim için çalışır. Artık güncellenebiliriz. Güncellenme zamanı, o AN gelmiştir.
Artık zorluklar zorluk olarak kalmaz. Deneyimlerimizle kolaylıkla akmaya başlar. Zorunluluk yüzünden kendimize yaşattığımız zorlukları kolaylıkla dönüştürebiliriz.
Kendinden başlarsan merkezinden, yaşamak sana kolaylıkla gelir.
Zor da var, kolay da var…her zor durumun kolay tarafı, her kolay durumun da zor tarafı.
Zorluklarımı kolaylıkla öğrenmeye niyet ettim. Yaşamak kolay geleee…
Sevgi ve saygıyla,