Sıkıntı

Geçmişten bu günüme getirdiğim artık bana hizmet etmeyen, bana ait olmayan ve bana sıkıntı veren her şeyi kabul ettim.

Rahatlamaya niyet ettim.

Bize en tanıdık durumlardan biridir sıkıntı.

Olaylar kontrolümüzden çıkar… sıkıntı…

Çaresiz kalırız, sıkıntı..

Yaşamda istemediğimiz, beğenmediğimiz, kabul etmediğimiz ne varsa, her biri için beslediğimiz yetersizlik, üzüntü, güvensizlik, kızgınlık gibi farklı farklı duygulara ilaveten hepsi için de çoğu zaman mutlaka hissettiğimiz bir durum vardır ki, o da SIKINTI dır.  Bize hiç yabancı değildir.

İçimizden gelir bu duygusal durum.

Sanki bir el içimizi sıkar da sıkar. Çok rahatsız oluruz, çok mutsuz oluruz. Bazen nefes almakta bile zorlanırız..

Yaşamış olduğumuz o çok sıkıntılı durumları bir daha yaşamamak için de uğraşır dururuz. Nafile..Sonuçta da kendimizi yine o yaşamak istemediğimiz sıkıntının içinde buluveririz. Hem de daha bile sıkıntılı olarak.

Ne yapıyoruz, ya da ne yapmıyoruz ki kurtulamıyoruz o sıkıntıdan?

Çok basit; o yaptığımızın aynısını yapmaya devam ediyoruz…yaptığımızda da yapmadığımızda da değişen bir şey olmayınca ne olur? Değişen bir şey olmaz.…

Mucize beklerken hayal kırıklığı olur…tekrar tekrar.. 😦😟 😦😟 😦😟

Değişen bir şey olmaz.…

İşte bizim bilmediğimiz ama öğrenmemiz gereken de bu…

Üstelik de sıkıntılı olmayı da o kadar iyi beceriyoruz ki, içimizi sıkan, bizi sıkıştıran her ne ise, otomatik pilotta devreye sokuveriyoruz. Üstelik de izin veren BİZ.

Ne yani bu durumda sıkılmayacağız da ne zaman sıkılacağız? Bu kadar derdin içinde sıkılmasam olmaz gerçekten… Yapmamız gereken bu mu? Kolay mı sanki? Mümkün mü? Elbette ki hayır.

Peki ne yapalım?

Öğrenmemiz gereken:”Bu durumdan, bizi sıkıntıya sokan yaşadıklarımızdan dersimizi almak;”

Nasıl?

Önemli olan bu durumla ne kadar ve nasıl baş edebildiğimiz.

Yani kendi kontrolümüzü kendimizde tutabilmemiz.

Unutmayalım, olaylar ve insanlar karşımıza boşuna çıkmıyor.

Onların hepsi içimizin dışarı yansıması. Ve bizde dönüşüm başladığında, yansıma da bizimle beraber değişiyor. Yaşadıklarımız, karşılaştıklarımız hepsi değişmeye başlıyor.

İşte asıl mucize biziz.

Asıl mucize BEN’im..Düşünüldüğü gibi ben olmak bencil olmak değil. Özündekini çıkarıp, özünle hareket edersen, kendin olursun. Ben olmak kendi merkezinden, kendinden bakabilmek demek. Her duygunun, her an dönüşebilmesini seyredebilmek demek. 

Ve de bizde başlayan her dönüşüm, değişimle geri geliyor.

Biz “duygulara kapılıp gitmek, duyguların esiri olmak” yerine o duyguların dönüşümüne izin verince, ruhumuzun da gelişimine izin vermiş oluyoruz.

Hatırlayalım, ruhumuza izin vermediğimiz her süreç bizim ruhumuzu yorar. Yapmamız gereken her zamanki gibi geçmişi kabul edip, anı yaşamak.

Her an senin ve sen senin anını yaşıyorsun. O anı senden başka senin gibi yaşayan yok.

SEN İŞTE O KADAR BİRİCİKSİN 🙋

Yaşam yolumun rahatlıkla bana akmasına niyet ettim. 

Sevgi ve saygıyla, 😊🙏   

Ağacım’daki tüm çalışmalar fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüğümüzü destekler, bu sayede daha mutlu, daha huzurlu bir yaşamı amaçlarız.

Whatsapp danışma hattı