Özgürüm

Geçmişimden bugünüme kadar beni etkileyen tüm tutsaklığımı kabul ettim. Artık sıra bende. Özgürlüğüme niyet ettim.

Özgürlük ne demek? O çokça duyduğumuz, o çokça kullandığımız sözcük; çok da sevdiğimiz bir o kadar da değer verdiğimiz sözcük; insanların, toplumların, ülkelerin uğruna onca mücadele onca savaşlar vermiş olduğu ve de vermeye devam ettiği, çok sayıda insan için adeta elde etmesi imkansız, ya da çok zor olan, özgürlük ne demek ki?

Türk Dil Kurumu şöyle tanımlıyor:
“1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî.
2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet.

Genelde çok kullanılan bir tanım ise “İnsanların hiçbir insana zarar vermeden dilediği her şeyi yapabilmesidir” özgürlük.

Başkasına zarar vermeden, dilediğimizi yapmak. Kulağa ne de hoş geliyor. Demesi kolay, kolay da hani… yapabiliyor muyuz ki?

Evet kolay dedik, ama çok defa da yapamadığımızın da farkındayız aslında..

Yoksa, bizi tutan bir şey mi var? …

Şöyle bir düşününce “Evet yaaa, aslında sanki bizi engelleyen bir şeyler var”.

Adeta tutsak edilmişiz..…hareketlerimiz, davranışlarımız, söylediklerimiz, yaşadıklarımız hepsinde frene basmışız…

Yapmak istediklerimizi yapamamışız.

Neden yapamadığımızı da çok zaman bilememişiz.

Bize engel olan ne?

Gözle görülmeyen bağlarımız.
Evet, evet bu bağlar hepimizde var; onlar bizim duygusal bağlarımız. Biz, onları yönetmekte zorlanıyoruz.

Onları gözle görebilseydik ne iyi olurdu👀.  Kendimizi şüphesiz daha kolay yönetebilirdik.

Ama göremiyoruz onları…

Bu duygusal bağları nasıl kuruyoruz, ne yapıyorlar ki bize?

Bugüne gelmemizi sağlayan tüm yasanmışlıklarımız geçmişimiz oluyor.

Aşk, evlilik, sevgi, anne, para, kariyer vs. adına yaşadığımız her şey..
Yaşamış olduğumuz her ne varsa; biz yaşadıkça hepsine ayrı ayrı tanımlarımızı  koyuyoruz. Onlar bizim duygusal tanımlarımız oluyor.

Bana göre aşk=heyecan ise bir başkasına göre aşk= acı oluyor. Herkesinki farklı..herkes ne yaşadıysa ona göre tanımlıyor yaşadıklarını.

Babam hep “para zor kazanılır” derdi. Para için tanımım zor kazanılır oldu.

Ne oldu dersiniz?

Ben parayı hep zor kazandım.

Büyüklerimiz ilişkilere güven olmaz dediler.

Bizler de, güvensiz ilişkiler yaşadık. Yaşadıklarımıza koyduğumuz tanımların hepsi bizi esir aldı.

Zor dediysek zorluğu yaşadık;

acı dediysek acıyı yaşadık…

bu tanımlar bizim tutsaklıklarımız oldu.

Zihnimizin içinde tutsak kaldık. Ve de istediğimiz gibi hareket edemedik.

Kendi hayatını yaşamadan kendin olamıyorsun. Geçmiş olmadan AN olmuyor. AN olmadan da gelecek olmuyor.

Geçmişinde ne olduysa oldu…Neyi nasıl tanımladıysan öyle yaşadın ve yaşıyorsun. Şimdi sıra iyi haberde: “Unutma, verdiğin kararlar bir sonraki kararına kadar geçerli”.

 

Tanımların da bir sonraki tanımlarına kadar geçerlidir. Evet, onları değiştirmek de senin elinde.

Hadi şimdi sıra sende

Cesaret senin 🙋💪 An sensin.

Sen, “tutsaklıklarım bitti” deyince hepsi bir bir bitecek.

ÖZGÜRSÜN.

Sevgi ve saygıyla, 😊🙏   

Ağacım’daki tüm çalışmalar fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüğümüzü destekler, bu sayede daha mutlu, daha huzurlu bir yaşamı amaçlarız.

Whatsapp danışma hattı