Kabul etmeyi kabul ettim. Kabulle oluşan yaşam döngümü yaşamaya niyet ettim.
Bizim en çok savaş verdiğimiz konu. Bizim ve ailemizin beğenmediğimiz yaşanmışlıklarını kabul etmek. Çok zor gelir çoğumuza. Çünkü, kabul edince, o istemediğimiz beğenmediğimiz her şeyin üstümüze yapışıp kalacağını düşünürüz. Biz de onlardan kaçmak için, onlardan kurtulmak için onları kabul etmemeyi seçeriz.
Yaşanmış olan olayları değiştirip, farklı görerek, farklı anlatarak, hatta onları yok sayarak
her şeyi, herkesi farklılaştırmaya çalışırız.
Bize öğretilen bu.
Biz de öğrendiğimiz gibi olayları çarpıtmaya çalışırız. Çarpıtmaya çalışırken de, onların yaşanmış olduğunu unuturuz. Zaman zaman tutarsız davranmaya başlarız.
Bir türlü Kabul etmeyi Kabul etmeyiz….
Oysa evrenin işleyişine baktığında, elma ağaçtan düşmemek için savaş vermiyor 🍏.
Ya da elma 🍎 düştüğünde toprak onu istemem, onu “kabul etmem” de demiyor .
Olması gereken oluyor.
Bize gelince, olayları çarpıtmakla, “her şey o çarpıttığımız gibi olacak” sanıyoruz. Sanki biz zaten “o çarpıttığımız gibi yaşamışız” gibi. Bizim kabul ettiğimiz bu.
Bu şekilde çalışan algımız da, ister istemez yapılması gerekeni yapamıyor.
Peki gerekeni yapabilme durumuna nasıl gelicez?
Yaşanmış olanı “kişiselleştirmeden” olduğu gibi, hiç değiştirmeden KABUL edeceğiz?
Kabul, kendin için attığın bir adım.
Kabul, kendi içindeki dönüşüm noktan.
Kabul, kendine olan direncin bittiği yer.
Kabul kendi içindeki güce teslim olma hali.
KABUL ET ki, ne yapacağını öğren.
Hayat senin, yaşamın sana ait. Kabul senle başlar, senden yayılır. Sonra da kendine dönüşümün gerçekleşir.
İşte bu bir döngüdür. Sana seni yaşatan döngü.
Kendinle başla.
Unutma, ne olursa senin için olur; kendine gelmen için. Yaşam seni destekler. 😊
Sevgiyle yaşamı kabul ettik ve yaşamaya niyet ettik.
Sevgi ve saygıyla, 
