Varoluşumu kabul ettim. İhtiyacım olan her şey bende. Hatırlamaya ve yaşamaya niyet ettim.
Kendimize karşı zaman zaman ne kadar sert, ne kadar acımasız olabiliyoruz. Bunu bazen bilinçli, bazen de bilinçsizce yapıyoruz. Yoruyoruz kendimizi. Yakıyoruz canımızı. Sorguluyoruz, yargılıyoruz, hatta cezalandırıyoruz bile kendimizi. Ve de karşılaştırıyoruz, kıyaslıyoruz kendimizi başkalarıyla. Sonuç hep olumsuz.
En büyük derdimiz sanki kendimizle. Evet evet, kendi içimizde kendimizle alıp veremediğimiz büyük bir mücadele içindeyizdir. Bu dertle başa çıkamıyoruzdur. Kendimize yaptığımız bunca olumsuzluktan sonra olumluya geçmek de kolay olmuyordur tabi ki.
Kendimize bunu niye yaparız ki?
Yapıyoruz, çünkü böyle öğrendik.. Aynı çocukluğumuzdaki gibi. İçimizde hep bir onay merkezi var. Çocukken, ne yaparsak yapalım, sürekli ebeveynlerimiz tarafından onaylanmamız gerekti. Aynı öğrendiğimiz gibi.
Büyüdük, ama hala sanki bizi onaylaması gereken büyüklerimiz varmış gibiyiz. Sanki bizi sürekli eleştiren veya yargılayan bir ebeveyn.
Biz ne yapıyoruz?
İçimizdeki o büyütmekten korktuğumuz, özgürleştiremediğimiz çocuğu saklamaya, korumaya çalışıyoruz. Ve içimizdeki küçük çocuğun yetersiz hissettiği her durumda, ona o olumsuz duyguları yaşatıyoruz.
HATIRLA. Sen büyüdün artık. O küçük çocuk güvende ve yeterli. Bir ebeveyne ihtiyacı yok. Sorgu bitti. Yargı yok. Tüm cezalar ödendi. Kendinden başlarsan, varlığın tüm bedenini tamamlar. Yenilenirsin, güçlenirsin. Sende olanı, sana verileni hatırla. Şu anda buradasın, tam da olman gereken yerde, KENDİN’de.
Her nefesin, varlığının kanıtı. SEN her nefesinle VAR’sın. Kalbinin her atışı seni yaşatmak için. Bu hayatta yaşamak, insan olmak için varsın. HATIRLA. Yaşamın, senin. Sana ait olanın sorumluluğunu al ve kendin ol.
Bana verilen varlığa saygı duyuyorum. Ve sevgiyle yaşamaya niyet ettim.
Sevgi ve saygıyla, 
