Evrende bana ait olan, bana iyi gelen tüm ödülleri kabul ettim. Kendimle gurur duymaya niyet ettim.
Gururlu olmak…gurur duymak..
Kendisiyle gurur duyan insanlar, genelde kendisine önem ve değer verenlerdir.
Aslında kendimizle gurur duymak öyle kolay değildir. Gururu genelde dışarda ararız.
Neden mi?
Çünkü kendimizle gurur duyarken, dengeyi kaçırıp kibirli olma olasılığımız hayli yüksek.
Bu da pek de istenilen, onaylanan bir durum değildir elbette..
Öncelikle şunu hep hatırlayalım: kendimizde görmek istediğimiz her bir durumun dengesini kurmak zorundayız; her şeyde olduğu gibi.
Kuramayınca uç noktalara gidebiliyoruz. Bize ait olanları bile kabul etmiyoruz; dengeler nasıl bozulmasın ki?
Yaşamak dediğimiz hayat yolculuğu, yaptıklarımızla devam ediyor.
Bu yaptıklarımızın arasına sevdiğimiz ve bize iyi gelenleri koyduğumuzda başarmış oluyoruz.
Ve biz başardıklarımıza sahip çıktıkça ve onları yapmaya devam ettikçe, gelişip kendimizi gerçekleştiriyoruz.
İşte bunu yapanlar kendileri ile gurur duyabiliyor.
Ama hep böyle olmuyor ne yazık ki. Bizi mutlu edecek her ne ise, biz genelde onu dışımızda arıyoruz. Dışarıda arayış içindeyken de, bir türlü harekete geçemiyoruz. Çünkü bizi onaylayacak bir kişi gerek; bizim öğrendiğimiz, bildiğimiz bu.
Ya da harekete geçebilmek için kendi dışımızda isteğimizi tetikleyecek bir şey olması gerekiyor. Bu durumda bile, tetiklenmek yine yetmeyebiliyor, yine onay almadan başlayamıyoruz.
Havuca koşan tavşanlar gibiyiz… belki çocukken işe yarıyordu. Havuç için koşmak…
Ama şimdi büyüdük; birçok şey yaptık; en azından bugünümüze kadar yaşamayı başardık. Farkında mısınız? Şöyle bir düşünün, tüm bunları KABUL etmek bile yaşamımızı sürdürmek için bizi bir sonraki adıma taşır..
Zihnimizin görevi bizi yaşatmak. Hayatta olma dürtülerini aktif tutmak.
Emin olun ki o görevini yapıyor. Zihin görevini yaparken öyle bir kaptırıyoruz ki kendimizi ona, her an bir tehdit varmış gibi yaşıyoruz.
O zaman da, sadece hayatta kalma dürtüsü ile hareket ediyoruz.
Nerde kaldı kendini gerçekleştirip gurur duymak? Mümkün mü bu durumda?
Korkular ön plandayken iyi hissetmek mümkün mü? Elbette ki hayır.
Hep hatırlayalım, zaman bizim zamanımız; her şeye rağmen hayattayız ve yaşıyoruz.
Bize ait olan ve yaşadığımız ve yaptığımız her şeyi kabul edelim. Kendimizden başlayalım. Yaptığımız, yapmaya başladığımız her şeye sahip çıkalım; bencillikle kibirle değil, özümüzdeki BEN ile bakalım.
Özündeki benle bakıp sana verilen yaşama sahip çıkarsan, ödüller gelir. Ve yapmaya devam ettikçe gurur duyarsın.
İhtiyacım olan her şey bende. Gururla ben olmaya niyet ettim.
Sevgi ve saygıyla,