Yaşamın bana sunduğu DESTEKLERİ artık görmeye niyet ettim. Yaşarken kim kendini güvene almak istemez ki? İstemesine ister de, acaba mümkün mü?? Bir çoğumuz, kendimizi güvene almanın yolu yaşam alanlarımızı korumaktan geçer sanıyoruz. Aslında, bizler içgüdüsel olarak yaşamayı böyle algılıyoruz.
Ancak bazen o güvenli alanlardan çıkmak o kadar zor gelir ki.
Hani bazen bir bakarız ki, o güvenli dediğimiz alanda artık güvende değiliz… çık o alandan çıkabilirsen.. bir de üstelik sonsuz çaba harcıyoruzdur hala orda kalmak için.
Evet, doğrudur, dışarıda bizim engel olarak algıladığımız bir sürü şey var.
Algımız bu; onları engel olarak gören biziz aslında. Hele hele bir de kişiselleştirmeye başladığımız an…işte o andan itibaren olan biten her şeyi; hatta o olayları yaşatan insanları bile kendimize engel olarak algılamaya başlıyoruz.
Vay halimize… başlıyoruz söylenmeye, hissetmeye, neler oluyor neler, kafayı takmaya, off de offf… Sanki dünyadaki herkes ve her şey bizi engellemeye başlamış, ve hatta bizim yaşamımızı zorlaştırmak için bir yerlerde birileri bir kararlar vermiş.. biz de tüm bu engelleri yaşamak zorundaymışız gibi….
tüm dünya bize karşı, yaşamak istiyoruz ama e n g e l l e n i y o r u z.
– O bunu yaptı -öyle olmasaydı – bilseydim öyle mi yapardım –
Olamaz yaa, nasıl olur?, böyle olmamalı…
Bizi engellemek isteyen olumsuz insanlarla ve olumsuz olaylarla karşılaşıyoruz. Peş peşe geliyorlar, dışımızdaki dünyadan…
eee niye ki?
Bizim dünyamızın içi neresi, dışı neresi?
Bu dünya nerde başlıyor nerde bitiyor?
Peki, engelleri kim koydu?
Yaaa kafamızın içinde bilinmezlik…cevapsız sorular. Nerde kalmıştık? Karmakarışık her şey.
Tam da böyle oluyor aslında; zihin takılınca aynı alanın içinde sıkışmış bir enerji çıkıyor ortaya. Engellendiğimizi hissediyoruz. Konular içinde sıkışıp kalıyoruz.
Hadi bakalım engelleyen kim? Engellenen ne?
Engelleyen sensin.
Her şey her zamanki gibi senin güvenli alanında akıp gitmeye devam etse, kendin için gerekli gelişimi gösteremezsin. İşte tam da bu nedenle, “gelişebilmen” için kendi yaşam alanında farklı ve öğrenmen gereken olaylarla karşılaşıyorsun. Bazen aynı ama bazen de farklı insanlar giriyor dünyana.
Eskilerin dediği gibi “zurnanın zırt deliğine geldik”. Kontrol da sende değil.
Şimdi ne yapıcaz?
Peki ne zaman kontrol bende olacak ki?
Sen tüm bu olanları görüp, gelişmeye başlayınca.
Zamanı gelince…SEN hazır olunca.
Engellenmene gelince; evet o da SEN’sin.
Sensin, çünkü böyle olmasa dönüşümün başlamayacak.
Dönüşüm için önce gelişmek gerek. Gelişim en büyük destekçisidir dönüşümün.
Tıpkı bir elma tohumunun elma ağacına dönüşmesi gibi. Elma tohumunun gelişim hikayesi…
Hadi şimdi kendin için başla.
Evren,Tanrı, Allah, ne diyorsan; neye inanıyorsan, onun sana verdiği engel olarak gördüğün her şey senin SEN olman için. Kendine gel..ENGEL YOK. Dönüşüm için alacağın dersler VAR. Takılma onlara. Gerektikçe desteklerini ALACAKSIN.
Hep hatırla, KENDİ HİKAYENİN KAHRAMANI SENSİN.
KENDİ YOLUMDA AKMAYA NİYET ETTİM.
Sevgi ve saygıyla,