Nerden geldiik, nereye gidiyoruz? Yaşamak dediğimiz bu yolculukta derin konular bunlar. Konu derin olunca da aynı derin bir su gibi, dibini göremeyince korkular başlayıveriyor. Korku başlayınca da DEĞİŞİM gerçekleşemiyor…
Ne oluyor ki? Değişmiyor hiiiçbir şey. Ve de başlıyor hayal kırıklıkları. Biz bir yandan değişim beklerken, bir de bakıyoruz ki nafile. Değişen bir şey yok. Olmayan her şeyin hayal kırıklığı. Ve de korku.. ve bu bize hep oluyor. Ağzımızdan çıkan söz ise: “YİNE Mİİİ hep aynı şey, değişen bir şey yok.” Eeeee değişimi nasıl yapacağız ki? Malum, bizler sürekli bir şeyleri değiştirmeye çalışıyoruz. Hayatımızda olan insanları, evimizi, işimizi, yaşamımızı, hatta geçmişi bile değiştirmeye çalışan o kadar çok insan var ki. Ama bakıyoruz ki hiçbir şey değişmiyor.
Değişmediğini gördüğümüzde de gücümüz tükenmiş, boşa kürek çekmiş gibi hissediyoruz. Sanki biri omuzumuza dokunup -pardon yanlış yoldasınız, ters yoldasınız der gibi ama o kadar yol aldık, emeklerimiz, yaptıklarımız haniii ne oldu şimdi? Aslında yol önüne çıktı.
Nasıl mı? Çünkü yetkimiz olmayan bir şeyi zaten yapamayız. Bu, aynı bir kasabın beyin ameliyatı yapması gibi bir şey. Değişim bizim yetkimizde değil ki. Biz sadece kendimizi dönüştürmekten sorumluyuz, bu da öncelikle kabul etmekten geçiyor. Bazen yenilgiyi bile kabul etmekten geçiyor. Kabul edip biz dönüşmeye başladığımız zaman, evren de bizim için çalışmaya başlıyor. Etrafımızda olanlar, olmayanlar, karşılaştığımız insanlar, her şey değişmeye başlıyor. Çünkü bizde dönüşüm başladı. Çünkü biz kendimizi kabul ettik. Şükürler olsun ki sadece kendimiz olmaktan sorumluyuz. Bunun yolu da bize verilen her şeyle birlikte kendimizi kabul etmek. O zaman başlayabiliriz. Tam o yerdeyiz; KENDİMİZ! Hadi başlıyoruz! Dönüşümü kabul ettim. Yaşam akışımın değişmesine niyet ettim.
Sevgi ve saygıyla… ,
Ağacım’daki tüm çalışmalar fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüğümüzü destekler, bu sayede daha mutlu, daha huzurlu bir yaşamı amaçlarız.