

Akış akış deyip duruyoruz. Akışta olmaktan bahsediyoruz ama belirsizlik olduğu anda sormayın halimizi… Belirsizlik durumunda hooopppp ZİHİN giriveriyor devreye, o da bir türlü susmak bilmiyor, “Ya böyle ise, ya şöyle ise, korkular, kaygılar, endişeler, yapılacaklar, yapılmayacaklar” Ne güzel de kayboluveriyoruz..hem de zihnimizin içinde. Hadi çık çıkabilirsen işin içinden.
E hani akış vardı?
Durduk mu biz ?
Bağlantı kesiliverdi.
Şimdi ne yapıcaz?
Zihin dediğimiz parçamız ile başbaşa kalıverdik. Herşeyi kontrol etmek isteyen, bizi yönlendiren ve korumaya çalışan zihnimiz. Hepsi hayatta kalma içgüdüsü ile.. Ama gel gör ki, zihnimize göre hayatta kalmak için “olmazsa olmazlar” var. İşte onların yokluğu, tehlike var demek oluyor. Zihnin anlayamadığı, tanımlayamadığı bir durum olunca da çın çın çın tehlike çanları çalmaya başlayıveriyor. Zihin karar vermesi gerekirken, bu sefer de hayatta kalmak için önlemler almaya çalışıyor.
E bu arada duygular birbirine giriyor tabii.
Başedilmesi gereken bir sürü duygu işin içine girince, geçmiş ile gelecek arasında sıkışıveriyoruz. Sıkışmış, bunalmış, nefes bile alamayan insanlar oluveriyoruz. Eyvah, bu durumda dışarıdan gelen herşey bizim için tehlike..
SONUÇ: SINYAL YOK
Kendi içimizdeki sinyale ulaşamıyoruz. Kendimize ulaşamayınca da hiç bir şeye ulaşamıyoruz. Çünkü dış dünya da güvenli değil ya…
CEVAP: AKIŞ YOK.
Hepimiz parmak izimiz kadar özeliz.
Bir o kadar da bu koca mavi gezende BİRiz.
Belirsizlik hep var yaşamımızda ve de hep olacak. Onları belirlemek, belirlerken de öğrenmek işi bize ait. Sadece bize ait. Tek yetkili biziz. Ve sadece kendi hayatımızda kullanabiliriz. Başkası bizden yardım isterse, işte o zaman yetkimizi dışarısı için de kullanabiliriz.
Tabii ki biz belirlemeyi abartıp başka hayatları da kontrol etmeye, onlar icin de belirleyici olmaya çalışınca herşey karışıveriyor.
Önceliğimiz, kendi akışımızı belirlemek ve diğer akışlara saygı göstermek.
Aslında hepimiz kendi arabamızı kullanan şoförler gibiyiz. Yol hep var ve akıyor. Gitmemiz gereken hızla gidersek yol bizi götürür. Bazen de durmak, akmadığımız anlamına gelmez. Yaşamak için buradayız. Güvendeyiz. Ve de unutmayalım yaşamak için ihtiyacımız olan her şey kendi içimizde.
Yapmamız gereken ise yaşamak.
Zaman senin, nefes senin, ritm senin, zihin senin, beden senin, ruh senin. Belirsizlikleri belirlemek senin kararın.
Sevgi senin sevgin, sevilmek de senin için.
Herşey seni destekliyor yaşaman için. Yaşam bir akış ise, o zaman kendimiz olarak akmaya niyet ettik.
Sevgi ve saygıyla,